Balık Avı Tarihi ve Antik Dönem Balıkçılık Teknikleri

29-03-2019 17:51
Balık Avı Tarihi ve Antik Dönem Balıkçılık Teknikleri

Balık Avı Tarihi ve Antik Dönem Balıkçılık Teknikleri

İngilizcede fishing ve angling olarak adlandırılan balıkçılık; tatlı veya tuzlu sularda yapılan balık yakalama sporudur. Tıpkı avcılık gibi balık avının kaynağı da hayatta kalmak için yiyecek bulma zorunluluğuna dayanır. Ancak balıkçılığın spor ve hobi olarak yapılması da son derece eski çağlara dayanır. Milattan önce 2000'li yıllarda antik Mısırlıların olta, misina ve ağ ile avlandıklarına ait kanıtlar mevcuttur. Hatta Çin kaynaklarına göre milattan önce dördüncü yüzyılda çinli balıkçıların pişirilmiş pirinç tanelerini balık yemi olarak kullanıp, ipekten yaptıkları misina ipleri, tığdan yapılma olta iğneleri, bambu ağacından yapılma kamışlar ile günümüz balıkçılığına çok benzeyen şekillerde balık tuttukları kayıtlara geçmiştir. Balık avı ile ilgili benzer bilgilere antik Yunan, Asur, Roma ve yahudi kaynaklarında da rastlanmıştır.

Günümüzde her ne kadar artan insan nüfusu deniz ve akarsular üzerinde bir baskı oluştursa da sportif amaçlı balık avı en popüler outdoor aktivitelerinin başında ki yerini korumaktadır. Aslına bakılırsa modern balıkçıların karşılaştıkları problemleri geçmiş dönem olta balıkçıları ile kayısladığımızda değişen bir şeyin olmadığını anlarız. Balık nerede bulacağız ve onu nasıl tutacağız. Bu nedenle bir amatör olta balıkçısının rüzgarın hızı, hava koşulları ve akıntı hakkında mutlaka bilgi sahibi olması gereklidir.

 

Erken Çağ Balıkçılık Tarihi

Homo sapiens olarak adlandırılan günümüz modern insan anatomisine sahip türün yaklaşık 164000 yıldır denizden gıda sağladığı yapılan bilimsel çalışmalar ile ispatlanmıştır. Yani insan ırkının balık avı macerası çok eski zamanlara dayanır. Güney Afrika' da ki mağaralarda yapılan kazılarda insanların kabuklu deniz canlıları ile beslendiğini kanıtlayan kanıtlar bulunmuştur. İnsanların sığ su balıkları ile beslendiğine ait en eski kanıtlar ise 140000 yıl öncesine aittir. Her ne kadar basit balıkçılık aktviteleri çok eski tarihlere dayansa da daha kompleks balıkçılık malzemelerinin kullanılması çok daha sonralara dayanır. Örneğin bilinen en eski olta iğnesi Doğu Timur, Güney Doğu Asya'da ki mağaralarda bulunmuş olup, milattan önce 40000 yıllarında üretildiği tespit edilmiştir.

Yukarı da ki resimde milattan önce 1.yy'da pompei şehrinde bulunan balıklı mozaikleri görebilirsiniz.

 


Antik Yunan, Roma ve Mısırlılar döneminde kullanılan balık avı malzemelerinin benzer olduğu milattan önce sekizinci yüzyıl Homeros ve milattan önce birinci yüzyıl Gaius Plinius Secundus(Pliny the Elder) kayıtlarında anlatılmıştır. Ayrıca milattan sonra birinci yüzyıl Ovidius ve milattan sonra ikinci yüzyıl Oppianos kayıtlarında balık avı tekniklerini ve deniz canlılarını kayıt altına almışlardır. Hatta bu çalışmalar o kadar detaylı şekilde anlatılmıştır ki yunusların zekası veorkinosların göç etmesi gibi şaşırtıcı detaylar dahi atlanmamıştır.

Bu metinler ayrıca günümüzde de tartışılan bazı balıkçılık yöntemlerinin nasıl gelişmeye başladığı konusunda aydınlatıcı bilgiler sağlar. Oppianos ve Gaius Plinius Secundus'un metinlerinde ingilizce'de FAD denilen ve balıkların ilgisini belirli bir bölgeye çekmeye yarayan işlemlerin nasıl başladığı anlatılmıştır. Antik çağlarda bu işlemler denize sarkıtılan sepetler veya belirlenen bazı bölgelerin aşırı derece yemlenerek balıkları bu bölgelere çekmek gibi yöntemler ile başlamış olup tavşan kulağı kökünden elde edilen zehirler sayesinde balıkları ağlara doğru sürme gibi yöntemlere evrilmiştir. Günümüzde ise bu süreç dinamit veya siyanür ile avlanma yöntemi olarak devam etmektedir.

Resimde eski bir kepçe türünü görebilirsiniz (1906)

İlk Çağlarda Balık Avı Tarihi

Oppianos'un yazılarında ilk çağlarda balıkçıların balık avı esnasında bazı deniz canlılarından yardım aldıkları aktarılır. Bazı şehirlerde ağ ve mızraklar ile sığ sularda bekleyen balıkçıların yunus sürülerini balıkları sığ sulara sürmeleri için eğittiklerinden bahsedilir. Bunun karşılığında yunuslara ödül olarak tutulan balıkların bir kısmı ve şaraba batırılmış ekmek püresi verildiğinden bahsedilmiştir. Günümüzde bu yöntemler için Brezilya'da devam ederken bazı Asya ülkelerinde ise karabatak ve su samurlarından balıkçılık aktiviteleri esnasında yardım alındığı bilinmektedir.

Tüm bu büyülü balık avı tekniklerinin en ilginçlerinden birine Yeni Gine denizlerinde rastlanılmıştır. Yeni Gineli balıkçılar örümcekleri kullanarak kendilerine örümcek ağından ağlar örmüşlerdir. Örümceklerin yaşadıkları bölgelere ahşap çerçeveler yerleştirip, örümceklerin ağlarını bu çerçevelere örmelerini sağlamışlardır. Bu; günümüzde kite fishing yani uçurtma avcılığı olarak bilinen balıkçılık türünün ilk örneğini teşkil etmiştir.

Orta Çağ Balıkçılık Teknikleri ve Tarihi

Yukarıda anlatılan antik balıkçılık tekniklerine baktığımızda günümüzde ki endüstriyel balıkçılık aktivitelerinin bizi sürdürülemez bir balıkçılığa doğru hızla sürüklediği su götürmez bir gerçektir. Ancak balık neslinin tükenmesi problemi orta çağda da insanların karşılaştığı bir problemdir.Özellikle akarsuların sulama amaçlı kullanımı ile tatlı su balıklarının neslinin tükenme problemi ile karşı karşıya kaldığı ve bu durumun balıkçıları deniz balıkçılığına süreklediği ispatlanmıştır.

Sürdürülebilir balıkçılığın geliştirilmesi için sadece balığın değil balığın yaşadığı tüm eko sistemin korunduğu bir balıkçılık sistematiği geliştirilmesi gerekir. Aksi halde bu keyifli hobiyi gelecek nesillere aktarmak imkansız olacaktır.

 

 

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.